8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ OLMAYAN KADINLARIMIZ İÇİN…

Duyduğum her kötü haber, yaralar beni derinden.
Hele bu kötülükler, kendini savunamayacak kadar güçsüz, kadın, çoluk çocuğa yapılmışsa yüreğimde barınmasına fırsat vermediğim nefret duyguları uyanır içimde.
Tüm kötülüklerin eğitimsizlikten, cehaletten, sevgisizlikten kaynaklandığını düşünür savaşçı ruhumu uyanık tutmaya çalışırım.
Kadını “saçı uzun aklı kısa” diye nitelendiren, horlayan, erkeği için, soyadını, evini, ailesini değiştiren, erkeği için yuva kuran, çocuk yapan ve doğurduğu çocuklara eşinin soyadını veren öleceği güne kadar yaptığı herşeyi; evini temizleme, yemek yapma, çocuklarına bakma, eşinin annesini, babasını anne babası gibi sahiplenme, eşinin rahatını sağlama pahasına bazen sağlığından bile vazgeçen bu paha biçilmez değeri algıdan yoksun zihniyeti nasıl yıkabilirim diye kara kara düşünür hüzün duyarım. Oysa kadın “Üreten, yaratan, koruyan”dır.
Harika anne, mükemmel arkadaş, fevkalade kız kardeştir. Tanrının dünyaya verdiği en güzel armağandır. Kadının ne denli fedakar, ne denli verici bir ruha sahip olduğunu göremeyen onun değerini anlayamayan veya görmezden gelen duygunun adı Cehalettir.
Çünkü cehalet ilkeldir, sorgulamaz, yargılar ve yalnız inanır.
Tek korkusu vardır, kadın!
Ona söz geçirememekten, sahip olamamaktan korkar.
İşte bu nedenle kadının öğrenmesini, aydınlanmasını istemez.
Oysa kadının, geleceğimiz olan yavrularımızı iyi yetiştirebilmesi, aileye katkı sağlayabilmesi için, medeni bir toplum olabilmemiz için eğitimli kadına ihtiyaç vardır.
Hiç okuma fırsatı bulamamış ve okumayı öğretmen babamdan öğrenerek kendisini yetiştirmeye çalışan annem derdi ki “Eğitimsiz kadın, eksik kadındır kızım.” Ben eğitimsiz olduğum için eksik kaldım. Sofrada izi olmayanın, yemede yüzü olmaz. Keşke bende çalışıp eve giren bir ekmeği iki yapabilseydim. Babanın yükünü biraz olsun alabilseydim sırtından. Siz okuyun yavrum. Kendiniz için, benim için, ülkemiz için okuyun. Benim şansım babanızdı. Beni okuttu, değer verdi, cahilliğimden kurtarmaya çalıştı. Siz kendi şansınızı kendiniz yaratın. Okuyun. Bu ülkeye hayırlı evlatlar olmak için okuyun. Türkiye Cumhuriyeti’nin nin aydın yüzü, Köy enstitüsü mezunu bir öğretmen olan babam; Medeniyet, kadınla erkeğin hayatın her alanında el ele, omuz omuza birlikte yürümesidir, derdi.
Bu gün bir Türk şirketi olarak gurur duyduğumuz Opet, öğretmen bir çiftin başarı hikayesidir aslında.
Eğer ben eğitimli bir kadın olmasaydım, kocam ile el ele, omu omuza vermeseydim, Eğer, Türkiye Cumhuriyeti’nin aydın yüzü, köy enstitüsü mezunu öğretmen Cezmi Bilgin’in kızı olmasaydım, Eğer, Atatürk ilkelerine bağlı, onun açtığı yolda ilerleyen, bana tanınan hakların bilincinde ve savunucusu, koruyucusu olmasaydım bu gün her ortamda ülkemi, kendimi, şirketimi, eşimi,işimi en iyi şekilde teslim edemeseydim belki bu gün Opet olmazdı ve 20 milyonu aşkın kişiye ulaşan sosyal sorumluluk projelerimiz, kurum kültürümüz olarak genlerimize işlemezdi.
Kadın duyarlılığı, kadın sevgisi, kadın şefkati olmasaydı, Eğer kadın olmasaydı yaşam?
Ben bir Türk kadını olarak eğitim yapma fırsatı bulduğum için şanslı olduğumu düşünüyor, 8 Mart dünya kadınlar günü olmayan kadınlarımız için mücadeleye devam diyorum…