Zaman zaman Akaryakıt istasyonlarımıza kontrol amaçlı geziler düzenler, istasyondaki tüm çalışanlarla görüşüp, sohbet eder aidiyet duygusu oluşturmaya, eksik, aksak yönler varsa tespit edip gidermeye çalışırız.
Geniş bir yönetici kadrosu ile yaptığımız geziler sonrası değerlendirme raporları hazırlar bayilerimiz ile paylaşır, teşekkür yazıları göndeririz.
Son derece başarılı geçen bu seyahatlerden büyük keyif alsak da en büyük keyif yuvaya dönmek, sevdiklerimize kavuşmak olur. İşimizi bitirir bitirmez havaalanına koşarım genellikle.
Fikret takılır bazen. ”Bin kilometre gidip aynı gün eve dönüyorsun.
Hem kendine hem, bana yazık. Bırak bir gece de olsa kafamı dinleyeyim.”
Yine yoğun geçen Antalya bayi gezileri sonrası, Bodrum’da iş seyahatinde bulunan Fikret ile buluşup hafta sonunu orada geçireceğiz. Fakat Antalya- Bodrum direk uçuş olmadığı için Antalya’dan İstanbul aktarmalı Bodrum’a geçeceğim.
Uçuş saatim 17.30 ve İstanbul’dan Bodrum’a ise 19.30 uçağı var.
Ama her zaman evdeki pazar çarşıya uymuyor.
Önce yarım saatlik rötar sonrada havada iniş izni beklenince inişimiz 19.05 te gerçekleşti. Transit yolcu olduğumu söyledim iner inmez. Fakat diğer yolcularla otobüse binmemi ve beklememi söyledi yer hizmetleri. Ne söyledimse nafile. Alandaki THY yetkililerine lütfen beni yetiştirin dediğimde kapı kapandı dediler. İyi ki 21.25 uçağı varmış. Sinirle CIP salonuna girip Fikret’i aradım ve olayı anlattım.
Bir kahkaha atarak Üzüldüğün şeye bak. Canını sıkma sakın. Her şeyde bir hayır vardır.
Uçak beklerken biraz alışveriş yap sakinleşirsin demesi ile biraz da olsa sakinleşip dediğini yapmaya karar verdim.
“Her şey de bir hayır vardır.” sözü hem sevip kullandığım, hem de hayır bunun neresinde diye irdelediğim bir sözdür. Bu kez de trafik nedeni ile uçak kaçıran çaresiz insanların hava alanlarındaki perişanlığını düşünüp iyi ki bir kaç saat sonra uçuş varmış diye teselli buldum.
Böylesine sevgi dolu söylenmiş sıcacık sözler buz dağını bile eritir. Bende kalkıp alış veriş reyonuna gittim. Akacak kan damarda durmaz derler ya çıkacak parada cüzdanda durmuyor.
Gerekli gereksiz bir kaç şey alıp televizyonlara yakın bir yere oturdum.
-Yine mi?
-Kaç kişinin evine kor düşmüş yine?
Gencecik, hayatının baharında onlarca yiğit.
Şehitlerimiz ve geride bıraktıklarının yürek yakan görüntüleri, hikayeler.
Katledilmiş kadınlar, kayıp çocuklar.
İçimde bir isyan dalgası,
Kalbime oturan ince bir sızı.
Ülkem ağlarken ben nasıl mutlu olurum ki?